24 Aralık 2012 Pazartesi

Az Kaldı!!

Az kaldı. 

Harbiden. 

Kredi kartı ile alışveriş yapılabilecek internet tükkanının açılmasına çok çok az kaldı. 

Yarabbim utandırma:)))

9 Ağustos 2012 Perşembe

Sağlıklı Beslenme Grafiklerine Uyum Zor mu Değil mi:)

Harvard Tıp'tan bir beslenme grafiği paylaştım Facebook'ta burası da eksik kalmasın:)


Orjinal bağlantısı burda: http://www.health.harvard.edu/plate/healthy-eating-plate

Tabağın çoğunluğunda sebzeler var fark ederseniz. Yeşil bölüm. Kahverengi bölümde de tam tahıllar olması gerektiği yazıyor. Beyaz un ve pirinç gibi işlenmişler tahıllar yerine tam buğday ekmeği, esmer pirinç ve tam buğday makarnası tüketilmesini tavsiye ediyor.

Bizim de yıllar öncesinde yayınlanmış güzelim besin yoncamıza benziyor bu çalışma. Onun da pdf bağlantısını vereyim : http://www.saglik.gov.tr/extras/birimler/temel/beslenme_rehberi.pdf  

Bu tip çalışmalarda verilen tavsiyeler ile gıda sanayiinin çözümleri (!) her zaman birbirini tutmadığından kuruldu Makarna Lütfen!. Zamanı az ama iyi beslenmek isteyen zamane insanı için... Bu tip grafiklere beslenmelerimiz tam uyum sağlasın diye.....

30 Temmuz 2012 Pazartesi

Seni ihmal etmecim blogcum bak neler yapıyorum:))

Ahhh blogcum ahhh şirketleşme telaşından, ürünleri nasıl çeksek derdinden seninle ilgilenemedim kusura bakma. Son bi ayda ne yaptım ne ettim azık bahsedeyim ama :))

- Logo tamam blogcum. Şimdilik sana bir süpriz. Ama içime öyle bi sindi ki:)))

- Web sitesinin domainini filan aldım ama hala tasarımı için araştırmadayım.

Çok ışıklı bol kerevizli Makarna Lütfen! 
- Bir tam buğday makarnası yaptım blogcum aklın durur. En azından benimki durdu:)) Sebze olarak da karışık düşünüyorum.

- Geçen haftasonu foto çekimi için uğraştık bir dostla, tam içimize sinmedi. Benim koli koli taşıdığım styling tabaklarım allahtan kırılmadı:)) Bu haftasonu bu sefer kendi mutfağımda pişirip stylingini yapıp foto çekimi yapıcaz. Bakalım inşallah iyi olur:))) Bak ama ilk fotolardan birini koyayım buraya. Kerevizli makarna, sossuz mossuz:))

Şimdilik benden bu kadar. Çalışmalara ve satışa devam:))


21 Haziran 2012 Perşembe

Enginarlı Makarna Tarifi (Sonunda)

Enginar zamanı geçti ve ben ancak bir tarifle karşınızdayım. Bunun sebebi enginar-sevmez-Trakya'dır, sorumluluk kabul etmiyorum:) 


Aşağıda vereceğim tarifi BBC'nin sitesindeki bir tariften uyarladım esasında.  Enginar kalbi konservesi oralarda daha rahat bulunuyor. Ben onun yerine iki tane soyulmamış enginar kaptım taaa Balık Pazarı'ndan. Soyması dert tabi ki ama limonlu suda beklemiş enginarın tadını hiiiçççç sevmediğimden bu angaryaya katlanıyorum.


Enginarlı Makarna, Lütfen:)
Neyse efem 2 kişilik bu yemek için malzemeler az zaten:
- 150 gram Kerevizli Makarna, Lütfen!
- 50 gram eski kaşar (parmesan da olur Kars Gravyerde. aromatik sert bi peynir olsun yeter)
- 2 tane enginar çanağı
- Kuru fesleğen (tazesi varsa daha şukela tabi:)


Enginarları ufak ufak doğrayıp az suda haşlayın ve suyuyla beraber bızt bızt ezin. Rengi kaçmasın diye limon ekleyebilirsiniz ama ezeceğiniz için rengin koyulaşması sorun olmuyor. İçine eski kaşarı rendeleyin. Makarnayı yağlı tuzlu suda haşlayıp süzün ve enginarla kaşarın içine katın. Kaşar oldukça yağlı bir besindir. Ben bu yüzden ekstra zeytinyağı eklemedim. Evde de kuru fesleğen vardı onu kullandım. Tazesi ile daha güzel olabilir..


Caanım enginar çanağını neden mahvettiğimi merak edenler olabilir. El-cevap : Enginar sevmeyen sevdicek.


Bu tarif ayrıca konserve enginar ile de yapılabilir. Hani kış günü canınız çekerse diye...


Afiyet olsun...

12 Haziran 2012 Salı

3. Anket Sonuçları : Domates peynir insanıyız abi.

Makarna sosunun vazgeçilmezleri anket sonuçları ne kadar Akdenizli olduğumuzun kanıtıdır efem. 68 kişi en çok domates, peynir, baharat ve zeytinyağı dedi:))) Bu cevaptan anlaşılacağı üzere Akdeniz'den kastımın öyle denizin sadece Evropa tarafına bakan değil tümü olduğunu anlamışsınızdır. Baharat kullanmayı seviyoruz biz yahu işte:))

Buraya sonuçların son halini kopyaladım. Farkındaysanız bir pesto sos klasiği çam fıstığına kimse yüz vermemiş. Hadi bunu anladım da niye şarküteri bu kadar az çıktı onu anlamadım:) Sanırım o tek oy da benden geliyor:)) Kırklareli'nin sucukları çok güzel. Aklımın köşesine yazdım yakında size güzel bir sucuklu tarif vereyim:)

Bir de sebze kullanımı ne kadar az farkında mısınız? Domates tamam sebze ama annenin "sebze ye çocuğum" carlamasındaki sebzelerden değil. Ama sorun yok kerevizli, brokolili makarnaları ile Makarna, Lütfen! imdadınıza yetişti. Makarna, Lütfen! Makarna, Lütfen! - Reklamları dinlediniz şimdi anket sonuçları:))))


Domates (püre, salça kendisi)
  46 (67%)
 
Kıyma
  12 (17%)
 
Biber (yeşil - kırmızı)
  11 (16%)
 
Zeytinyağı
  36 (52%)
 
Soğan (taze - kuru)
  16 (23%)
 
Taze ot (fesleğen vb.)
  24 (35%)
 
Çam fıstığı
  0 (0%)
Tuz (seçenekleri şişiriyorum:)
  23 (33%)
 
Şarküteri (sosis, sucuk vb.)
  1 (1%)
 
Peynir (parmesan dahil:)
  31 (45%)
 
Sebze (kabak, patlıcan vb.)
  11 (16%)
 
Baharat
  29 (42%)
 
Adı neydi onun şey şey...
  4 (5%)
 

11 Haziran 2012 Pazartesi

Rengarenk bir Kerevizli Makarna Salatası

Sıcaktan ve monotonluktan kurtulmak için hafif bir tarifim var bugün. Malzemelerle başlayayım:

- 1  adet kırmızı biber,
- 2-3 adet yeşil soğan, 
- Haşlanmış yarım mısır ya da yarım kutu süzülmüş mısır,
- Yarım paket (175 gram) Kerevizli Makarna, Lütfen!,
- 2 yemek kaşığı zeytinyağı,
- Kuru fesleğen,

Makarnalar hafif tuzlu ve yağlı suda haşlanırken biberleri tek başına zeytinyağında kavurun. Diriliğini kaybedince soğanları ekleyin. Bu arada makarna pişmiş olur, süzüp hepsini karıştırın. Mısırları ve fesleğeni de ekleyip hepiciğini karıştırın. Kuru fesleğen pek yakıştı bu salataya. Mayonez, hardal ve peynirle yedik biz. 


Afiyet olsun:)

Vayyy iki gram taze fesleğenim de görünüyo bu fotoda:)

4 Haziran 2012 Pazartesi

Yeni ankettt TA TAAAAMMM!!!

Dostlar yeni bir anketle karşınızdayız (ben ve makarnalarım:)))


Enginar efem taktimimdir. Izgara tarifi burda   
Efem her hafta tadı güzel, yapımı kolay, sağlıklı bir makarna tarifi verme isteğindeyim malumunuz... Mevsim sebzelerini göz önüne alıyorum misal enginarlı bi makarna yapıcam size ama bu sevdiminin Kırklareli'sinde uzun süre suda beklememiş enginar bulmak zor. Enginar zamanı geçiyo hatuuunnn diye kendimi yiyip bitirirken belki de dostların "Enginar isteriz, enginarlı tarif isteriz"  diye bir takıntılarının olmadığını ama neye takıntıları olduğunu da bilmediğimi farkettim. Sol sütündaki anket de böyle çıktı ortaya.


Makarna sosunun vazgeçilmezleri nedir efem sizce? Biz evde şahsen domates, kıyma ve soğan üçlüsünü çok seviyoruz ama bu bileşime illla ve illlaaaaaa kekik girmeli yahu.. Peynirli yesem de kekik olmalı, sade yesem de.)) Sizin "takıntınız ne efem?"


Tam bir haftalık açtım anketi. Uzayabilir tabi süre. Hadi oy verin heyecan yaptım ben:)))) 

1 Haziran 2012 Cuma

"Kaşıktan sarkan" nedir??

Kayınvalidemde türlü türlü hikaye var. Evde makarna muhabbeti çok döndüğünden makarna ile ilintili olanları anlatıyor. Bi tanesini paylaşayım burda:)

- Çingen hastalanmış, yemek yemiyo. Ne çekiyosa canı onu yedirelim demişler. Sormuşlar ne istersin diye. "Kaşıktan sarkan" demiş.

+ O ne be anne

- Spagetti ayol:)))


29 Mayıs 2012 Salı

Makarna Muhabbetleri I


Makarna dostlarıyla ara ara muhabbet edip burada yayınlamak istiyorum. İlk olarak da makarnayı çok sevdiğini bildiğim İbo ile muhabbet ettik. İnternetten tabi. Buyrun efem makarna üzerine bir muhabbete...     

- Naber abi? 

- İyidir patron. Sen napıyorsun?

- Allah iyiyim hele sen patron diyince :)  Öhöm evet cıvamayalım. İbo’cum kimsin nesin bi tanıt bi kendini. Ben biliyorum senin matematikçiliğini, Ankara’daki üniversite yaşantını, kısa süre önce bir kız babası olduğunu ve tabi önüne geçilmez bir makarna-sever olduğunu da bi de senden okuyalım.

- 79 doğumlu, işinde gücünde, yemek yemeyi son derece seven ve bu özelliğinin kızına da geçtiğini görmekten son derece haz duyan biriyim.  

- Hemen klişelere geçiyorum : Sayın İbo neden makarna?

- Çünkü hızlı pratik doyurucu lezzetli. Bunların hepsini kapsayan pek bir yemek yok. Hazır sipariş vermiyorsak.

- Ya bırak hazıra dağ mı dayanır:)) İlk makarna yiyişini hatırlıyo musun? Var mı böyle ağızda spagettiyle uyuyan bi çocukluk pozun?

- Açıkcası ilk ne zaman makarna yedim hatırlamıyorum. Benim makarna ile fazla haşır neşir olmam senin de tahmin edebileceğin gibi uzatmalı öğrencilik hayatımda olmuştur. 

- Biliyorum senin o meşhur ekşi sözlük entryni. Peki sebzeyle aran nası?

- Yemediğim sebze yok diyebilirim.

- Kereviz?

- Her türlüsü

- Aferin. Peki brokoli?

- Zeytinyağlı ve terbiyeli olan tercihimdir. Brokoli çorbası on numara olur. Salatası da ayrı bir güzel tabi

- Yahu ben yanlış insanla röportaj yapıyorum sanırım

- Ayrıca canım çekti bak şimdi

- Abi sabahın 10’unda ne brokolisi canın çekiyo nası adamsın sen yahu?

- Ya malesef benim yemek konusunda zaafım fenadır.

- Hahaha. Oburum demiyon da zaaf maaf. Yahu kimin sabahın onunda canı brokoli çeker allasen? Heder ettin len röportajı.. Bak sinirlenmiyim diyom sinirleniyom yine..

- Oburum len evet, ne var? Oburum ama yemek seçmiyorum. O olsa daha mı iyiydi?

- Hay Allahım bu nası bi mantık ya?? :)))

- Şöyle ki : Obur olsam ama her yemeği de beğenmesem direk ızıdırap olurum etrafa. Onu yemem bunu yemem ama açım diye kafalarının etlerini yerim.

- Hımmm seçici obursun sen...

- Ama bu durumda ne var diyorum şu bu diyorlar. Tamam kap gel iki tabak diyorum. Bir değil iki ama, dikkat et..

- Hahahhahah ay gözümden yaş geldi...

- Bak yemediğim tek şey çorba benim. Brokoli çorbası güzeldir mesela az önce söyledim ama çorba içmek benim için vakit kaybı gibi geliyor. Sulu mulu bişiler böle. Çiğnemek yok, tat yok, gereksiz, doyurucu da değil. Ana yemek bekliyor orada yavrucak. Ne gereği hüp hüp vakit harcayacaksın

- Abi dur bu muhabbet nereye gidiyo ya. Boşver çorbayı makarnaya gel. Spagetti sevmem demiştin neden?

- Spagettinin tam olarak ağzına ne kadar atacağını bilememe gibi bir durumun var. Çatala sarmaya başlıyorsun mesela sonu gelmiyor. Ağzına atsan çok oluyor ısırmaya kalksan rezil bir görüntü.

- Az takıcan çatala az dolanıyo o zaman abicim.

- Yoğurtlu sevdiğimden bulaşıyor her yere. Mayonez yakışmıyor. Ya bi de spagetti tencereye koymadan önce kırılır mı kırılmaz mı?

- Kırılmaz abi. Kıracaksan git şehriye yap. Neyse, bi kere de domates suyunda makarna yapmaya çalıştığını söylemiştin.

- Denedim evet. Teorik olarak makarnanın haşlandıkça domates suyunu çekeceğini düşünmüştüm ama pratikte çıkan ürünler bildiğimiz makarna ve kaynamış domates suyu olmuştu. Aslında senin şu an yaptığın gibi bir şey arıyordum ben hep. Bi ara vardı piyasada hatırlar mısın domatesli ıspanaklı falan.

- Var var hala var onlar piyasada da domatesli dediğin salçadan yapılıyor. Yani pratikte salçalı makarnadan daha çok domates faydası alırsın. Ispanaklıda da ıspanak miktarı az be güzelim. Tadı bile gelmiyo..

- Hah tadı gelmiyo evet.

- Denedin benim makarnaları, nası buldun?

- Valla on numara be. Hatta senin makarnaları sos kullanmadan yemek çok güzel..

- Valla çok sevindim:))

- Kereviz yiyorsun ama formatı farklı gibi oluyor..

- Hahaha iyiymiş. Bebişe yedirir misiniz mesla böyle sebzeli sebzeli?

- Senin makarnaların ailecek hastasıyız. Bebiş zaten bizimle sofraya oturmaya alıştığından tabağımızdaki her şeyden tattırmaya gayret ediyoruz. E haliyle senin makarnalardan da nasiplenmiş oldu. İki adet diş ile kerevizli makarna yemesini görmeni isterdim.

- E güzelim koy bloguna görelim:) Sonn olarak hemen bi sos tarifi ver bakiim

- Bence onu sen benim ağzımdan yaz buraya

- Yahu iyice tembel oldun sen yahu. Az biber bol domates, kıyma belki. Tabağa alınca da mayonez ve yoğurt. Nasıl?

- Canım çekti..

- Tü allah kahretmesin.)

- Accıkta sarımsak koy ama

- Tamam tamam sarımsağı unutmam. Sağol İbocum röp için.

- Rica ederim yahu. Yeni lezzetleri benim üzerimde denemeni bekliyorum


23 Mayıs 2012 Çarşamba

Kremalı Mantarlı Tavuklu bir Kerevizli Makarna Tarifi

Eyyyy makarna dostları canınız kremalı mantar soslu makarna mı çektiiiiiiii? Ama vaktiniz mi yokkkkkkkkk??? Üzülmeyin ben yettiştiiiimmmm:)))


Buraya afilli kremalı mantarlı bir makarna tarifi yazacağım günler de gelecek ama şimdilik yağ açısından daha hafif ama biraz monosodyumglutamalı bir tarif vereyim efem..


Yok yok önce foto :
Kremalı Mantarlı Tavuklu Kerevizli Makarna
(İspanyol ismi gibi oluyor bütün yemeklerimin adları yahu:()

Nasıl güzel mi? Tamam o zaman tarifi yazıyorum :


1 paket mantarı (yaklaşık 400 gram) akan suyun altında yıka (suyun içinde bekletme çünkü çok su çeker bu meret). İstersen bezle sil, istersen yıkama meşhur kimi şeflerin söylediği gibi ama sonra bana hasta oldum aha da acil faturası diye gelme. En sağlamı akan su altında ovuşturarak yıkamak.


Mantarları doğra, sıfır yağ ile yanmaz tercihen seramik bir tencereye koy, ağzını kapa, kavur. Arada karıştır, yanmasınlar. Yağ ve tuz yok. Sosda olacak çünkü bunlar.


Mantarları kavurmak işi bitince bir tabağa al, aynı tencereye kullan ki az bulaşık çıksın :d İki tana tavuk göğsünü kas doğrultusunda parçalamadan kes az zeytinyağında çevir. Kapağı kapat ki tavuklar sularını kaybetmeden pişsin. 


Tüm bunlar olurken yarım paket Kerevizli Makarna, Lütfen'i (150 gram kadar) çok çok az tuz ve az miktarda yağ ile haşla ve suyunu atmayacak şekilde süz. Süzme suyundan bir bardağını makarnayı haşladığın tencereye koy. Üzerine yarım paket kremalı mantar çorbası ekle. Bildiğin hazır çorba yani. Bu çorbanın içerisinde klasik sos malzemesi un, yağ filan vardır. Tuz ve aroma da vardır. Bu yüzden yukarıda aman tuz yağ koyma diye cırladım:)


Tenceredeki sıvının (!) çorbadan sosluğa terfi ettiğini göreceksin. Mantarları ve makarnayı bu sosa ekle karıştır.  Tabaklara aldığında tavukları üzerine koy. 


Bu miktarlarla az biraz mantar tarafına kaçıyor yemek. İstersen daha azalt mantar miktarını. Kavrulmuş halini poşetle at buzdolabında yumurtayla yersin sonra:) Kilo derdin yoksa tavuk göğüs yerine kalça kullanabilirsin, daha yağlı olur. Yukarıdaki tarifle bir tabak aşağı yukarı 500 kalori ederken kalça ile kaç eder tahmin edemiyorum:)))


Böyle general komutu gibi oldu tarif ama idare edin artık. Afiyet olsun!!! (Sanatsal foto da ekliyim bak dersime çalışıyorum:)))




Önemli bir not: Burada da yazdım, "Bir gıda mühendisinden notlar" şiarıyla yola çıktığım diğer blogumda hazır çorbalar üzerine kalem oynattıydım : http://benimgidamuhendisim.blogspot.com/2012/05/hazr-corbalar-uzerine.html
Oradaki yazı üzerine bir dostum burada hazır çorba kullanarak makarna tarifi vermemi eleştirdi. Ben de kendisine hem organik ürünler hem de arada böyle değişik tariflerle ya da sırf çorba olarak hazır çorba tüketen biri olduğumu ama hazır çorbayı tercihen 3 yaşına kadar bebişime vermeyeceğimi söyledim. Kısacası hazır çorba kullanmak organik gıda tüketmek gibi bir seçimdir, ikisi bi arada olmayacak diye bir kanun yok:) Kamuoyunun bilgilerine arz ederim efem:))) 

21 Mayıs 2012 Pazartesi

Kardeş blog

Efem kardeş bloga da bekleriz: http://benimgidamuhendisim.blogspot.com/

Kafanızda gıda ile ne soru varsa yazınız çekinmeyiniz: gidamuhendisim@gmail.com

Hadin bakalım...

17 Mayıs 2012 Perşembe

Taze Sarımsaklı Soğanlı ve (tabi) Kerevizli Makarna

Taze sarımsak ve daha sık bulunan taze soğan güzeldir; belirgin tatlarıyla yaz akşamlarının sıcak yemeksiz sofralarını kahvaltıdan akşam yemeğine çeviren canlardır. Peynirli börekteki figüran rollerinden bahsetmiyorum tabi ki; bizzat tüketimden söz ediyorum. Bu ikiliyi ölümüne seven insanlar vardır. Varmış daha doğrusu ben birisiyle evlenince haberdar oldum varlıklarından. 4 günlük iş gezisinden dönüşte evi kaplayan yoğun bir sarımsak dumanıyla (koku bile değil resmen duman vardı evde) karşılaşınca insan haberdar oluyor:)

Taze soğanın yavrum ayıklamaktan başka bir derdi yok. Taze sarımsak ise dertsiz ama az görünür ortalarda.. E bulunca pazarda kaçırmamak lazım. 7-8 sap soğan ile 3-4 sap sarımsağı yıkayıp doğrayıp kerevizli makarna ve kavrulmuş kıyma ile katman katman borcama serilince şöyle bir resim çıkıyo ortaya:


Nası güzel di mi? "Ben karışık severim aga" diyenleri de düşündüm :



Fotoğrafları yağsız çektim ama zeytinyağı eminim yakışır. Benim sevdicek gibi taze sarımsak ve soğan delisi değilseniz yapmayın bu tarifi, gözünüzden yaş akarak yersiniz. Kıyma şart değil, peynir de olabilir. Afiyet olsundur...

16 Mayıs 2012 Çarşamba

Şirketleşme Telaşı

Haftasonu ticaret konusunda bilgili dostlarımı ziyaret ettim. Ben hiç şirket kurmamış en mühendis halimle ticaret nasıl yapılır, şirket nasıl kurulur, ne kadar vergi verilir, ilk bi sene vergi vermiyomuşuz öyle mi, peşin vergi mi o da ne diye karşımdakini Alo Maliye yerine koymaktan bir süre sonra utandım:

- Yahu bu işin bi kitabı yok mu bütün bunları öğrenebileceğim?

- Var. Türk Ticaret Kanunu..

- Yahu Müslüman olcam ne okuyayım dedim direk Kuran oku diyosun. Yok mu bu işin bi Yasin Suresi kitapçığı, Namaza Giriş 1 filan? Allah allaahh...

Ben öyle hazırcevap değilimdir nerden aklıma geldiyse pek güldük.. Bu da şirketin kuruluşuna dair bir anım olsun be blogcum..

11 Mayıs 2012 Cuma

Fırınlanmış Salkım Domates ve Eski Kaşar eşliğinde lö Makarna döla Kereviz. Yess!!

Hadin bi hafta sonunda yapılabilecek pratik, vicdan yaptırmayacak ve tabi lezzetli bi tarif :

Fırınlanmış Salkım Domates ve Eski Kaşar eşliğinde lö Makarna döla Kereviz. Yess!!
     
Domates iyidir. Hele ki fırınlandığında. Yıkayıp 10-15 dakika 150°C'lik fırında tutmak yeter.
Kerevizli makarna 5-6 dakikada haşlanır dişe gelecek gibi. O da iyidir, candır. 
Eski kaşar iyidir. Parmesandan daha biz, ulaşması daha rahat. Kendine has tadını sevmeyenlere bildiğin Ezine'de önerebilirim:)


Hey yavrum be :)))

Domatesten likopen, kerevizden fosfor, makarnadan ve sebzelerden bolca lif.. Ay bi de peynirden protein tabi onu herkeş bilir...

Afiyet olsun....

Kalori Notu :

Yazıyı yazdıktan sonra bi kalorisini hesaplayayım dedim:
100 gram Domates = 18 kCal
100 gram Kerevizli makarna = 200 kCal
1 yemek kaşığı zeytinyağı (13,5 gram) = 119 kCal
50 gram Parmesan vb. = 200 kCal
Toplam : 537 kCal
Makarnayı haşlayıp zeytinyağında çevirmeden ve bildiğin beyaz peynir ile yendiğinde.
50 gram az yağlı peynir : 125 kCal
Toplam :  343 kCal
Neymiş en çok kalori yağdan ve peynirden geliyormuş.

10 Mayıs 2012 Perşembe

Bir İtalyanla Makarna Konuşmak


Beni artık az biraz tanıyorsunuz, övünmeyi öyle seven biri değilim (yalaaaaaaaannnnnnnnnn...) Italya'da yaşayan çok sevdiğim eski bir dostum makarna üretimine heveslendiğimi gördüğünden beri beni tarifleriyle, görüşleriyle destekler. En son "Burcu'm hadin bloga yazı yaz" diyince sağolsun kırmadı kabul etti, ilk yazısını da gönderdi. Kendisi dostum diye demiyorum çok iyi yemek yapar, hele bi geldiğinde adaçaylı gnocchi yapmıştı da eriyip bitmiştik. Onun da tarifini ve hatta bir çok tarifi kendisi burada bizimle paylaşacak inşalla "İtalya'dan Makarna Tarifleri" adı altında. Ama bugün ısınma turu:))) Hadin ya bismilla başlıyoruz:

Merhaba:))

Bu blog sahibini matematik bilgim beni yaniltmiyorsa 22 yildir taniyorum. Bende kendi capimda bloguna katkida bulunayim dedim. Kisaca kendimden bahsediyim. Ben hep ahci olmak isteyip hasbel kader ebe olmus, uzun yillar ebe olarak calisirken evde ahcilik deneylerine bulunmus ve 4 yil once Italyan esimle tanisip 2 yildir Italya'da yasayan ve Italyan mutfagini ogrenmeye calisan biriyim.

Esimle tanisali bir yil olmus ve Antalya'daki tatilimizin son gunu havalimaninda ucagi beklerken gecen  bir diyalog belkide Turk mutfagi ile Italyan mutfagi arasindaki farki yansitiyor ve ben sizinle burada paylasmak istedim.

Bu arada hicbir Italyanla makarna ve pizza konusuna girmeyim Fransizlarin Ingilizce konusmamasi gibi  milliyetcilikleri tutuyor.

 _ Eve gidince buzdolabi bombos bu saatte acik markette yok. Kendime beyaz makarna yapiyim. (Pasta bianca :  makarna haslanir ve tabaga bosaltilir uzerine zeytin yagi gezdirilir.)

 : Ayy evet bende eve giderken yogurt alayim yogurtlu makarna yapayim.

 _ Makarna ve yogurt igggh makarna yogurtla yenmez. Siz Turkler herseye yogurt koyuyorsunuz.

 : Niye hic denedin mi ki konusuyorsun?

 _ Siz de Almanlar gibi makarna uzerine herseyi koyuyorsunuz. Onlarda mayonez ve ketcap koyuyor hatta marmelat koyanini bile gordum.

 : Denemeden konusmamalisin bence.

 _ Makarnayi biz bulduk onun neyle yenecegine biz karar veririz.

 : Iyi oyleyse yogurduda biz bulduk onun neyle yenicegine biz karar veririz.

Konu kapandi havalimaninda kaldi ve esim hicbir zaman yogurtlu makarnanin tadina bakmadi ama ben buradaki makarna tariflerini deneyip tadina bakiyorum. 

9 Mayıs 2012 Çarşamba

BBC'den bir Makarna Yazısı

Nette öylesine gezinirken BBC'nin internet sitesinde bir sene öncesinden bir makarna yazısı buldum. Bu yazı esasında İngiltere temelli bir yardım kuruluşu olan Oxfam'ın dünyanın neyi nasıl yediğini öğrenmek için 2011'de yaptığı bir araştırmadan yola çıkıyor. Oxfam, 17 ülkeden 16 bin insana ne yiyip neyi sevdiklerini soruyor. Et, pirinç ve makarna arasından başı hep makarna çekmiş; farklı pişirme şekilleri ve soslarla olsa da.

BBC'nin makalesine geri dönersem esasında güzel bir toplama yapmışlar:

- İtalya yılda kişi başı 26 kg ile en çok makarna tüketen ülke; şaşırmadık tabi peki ikincisi kim? Venezuella. Esasında İtalyanların yarısından daha az tüketiyolar yılda kişi başı ama 12 kilo da az değil yahu. Rakamlar 2010 senesinden.

- İlk beşin devamında sırasıyla Tunus, Yunanistan ve İsviçre var. Hadi üçüncü de dördüncüyü anladım da kardeşim İsviçre sen küçüksün yahu, nüfüsun az.  Nası girdin bu listeye derken bir bakıyorum üreticilere, İsviçre yine 5. olmuş. Yahu İsviçre'nin bir Konya ovası vardı da biz mi bilmiyordum diye coğrafyamı zorlamayacağım. Hiç kakao yetiştirmeyen bir ülkenin çikolatalarına ölüp bitiyorsak bunlar bir şekilde makarnayı da halletmişlerdir. Ameleliği 3. dünya yapsın, gelişmiş ülkeler üretip pazarlasın. Off offf...

- Makarnayı gözbebeği yapan benim de en sevdiğim özelliği çeşitliliği kaldırması. Yazıda yorum aldıkları bi kaç uzman da bunu söylemiş. Daha önce de yazdım bi daha yazıcam. Sade haliyle pişirip masaya koyduğunuz hangi gıda masadaki her birey tarafından farklı tüketilebilir ki? Sıkıcı ölümlü hayatımızda bir şeyleri bizim seçebiliyor olduğumuzu gösteren bizi rutinden sıyıran bir gıda. Bak blogcum sadece becerikli bir makarna üreticisi değilim aynı zamanda halk filozofuyum. Hahayttt.....

Yazılara gizli link verdim ama buraya da koyayım:) :

BBC: http://www.bbc.co.uk/news/magazine-13760559
Oxfam : http://www.oxfam.org/en/grow/pasta-pizza-or-paella-global-food-survey-reveals-worlds-favorite-foods

8 Mayıs 2012 Salı

2. Anket Sonuçları - Sade makarnada hangi şekli seviyoruz?


Allahım heyecandan ölücem, ikinci ankete tam 52 kişi katılmış hahayttt... İleride serin bir yaz akşamında elimde affilli bir kadeh ile verandamda otururken geçmişi düşüneceğim; bugün aklıma gelecek ve "Ahh ahhh ne toydum o zamanlar, 52 kişinin nabzını tuttum diye ne sevinmiştim." diyeceğim. Sonuna bi "tey teyyy" ekleyebilirim tam emin olamadım şimdi. Kadraja uyuma bakar:) Lütfen içimdeki hayalci çocuğa gülmeyiniz kendisi ayrıcana alıngandır.

Evet ne diyodum. Hah 52'cim gel bak tek tek kutluycam sizi. Çok sevindirdiniz beni:) Neden bu anketi yaptım çünkü makina yatırımı yapacağım neler seviyorsunuz merak ettim. Sade makarna dedim çünkü dolgulular da var bi de lazanya filan onlara ayrı anket düşünüyorum, sınıfları farklı onların.

İşte anket sonuçları ta ta taaaa:

- En çok spagetti seviyoruz. %32 ile açık ara önce kendisi spagettinin (bu spor spikeri kelimelerini kullanacağım günleri iple çekiyodum evet:))

- Listenin devamı kısa makarna olarak tabir edenlerden devam ediyor. Sırasıyla burgu, kelebek, düdük ve kalem makarna tercih ediyoruz. Bütün bunları toplasak esasında spagettiyi döven bir oran çıkıyor karşımıza :)

- "Benimki burda yok" diyerek gruptan kopanlar sizi ayrı seviyorum. Lütfen mail atın, bi araya gelelim, yeni makarna şekilleri üzerine bitmek bilmez sohbetlere koyulalım böyle battaniyeler dizlerimizde elimizde sıcak içecekler filan ne dersiniz?

- Mantı şeklinde makarnayı esasında dolgululardan saymak gerekir, o koca şeyler sossuz kıymasız yenmez ayol. Ama kalbiniz kırılmasın diye öngörüde bulundum, ankete koydum ve vola! %7 mantı da tercih ediliyomuş.

midye makarna canımmm
- Diğer tipler %5'in altında kaldılar üzgünüm. Sadece bir tanesi çok naif "midye". Ona oy veren arkadaşı biliyorum çünkü oy kullandığı gibi facebooktan bana mesaj attı, midye seçenin kendisi olduğunu söyledi böyle sevinçle. Canım benim sen türünün tek örneğisin. 52 kişide bir midye seven demek yüzden yarım altında bir orana tekabül eder, ayol. Yüzde yarımla seni kucaklıyorum, lütfen ağlama sen büyüdün yahuuu....Harf şehriyelerden midyeye terfi etmiş olman bile bir yetişkinlik göstergesi heheheh:)))

Efem bir anketimizin sonuna daha geldik. Bundan sonrakisi ne olsun diye düşünüyorum. Yorum yazarsanız bi iki gün içinde onu da açarım artıkın:))

3 Mayıs 2012 Perşembe

Sizden Gelenler - I

Efendim makarna malumunuz kolay saklanan bir gıdadır. Kurudur, sessizdir, kenarda bekler, soğuk zincir mincir istemez. Bekler öyle sakin sakin. Bi de kolay pişirilir. Jamie Oliver olmaya gerek bırakmaz. Candır kısacası...

Herkes de başka sever makarnayı. Bi paket pişirip getirdim geçen masaya. Sevdicek sarımsaklı yoğurtla, bebiş sade yoğurt ve kıymayla, annem peynirle, babam ketçapla ve ben de mayonezle lüplettik. Birimiz de diğerinin tabağına bakmadık. Makarnanın güzelliği esasında bu, istediğin çeşitlilikte tüketebildiğin temel bir gıda maddesi. hadi bakiim ekmeğe pilava aynı şeyi yapabiliyo musun masada. Pehhh...

Neyse gaza gelmiyim. Biliyorsunuz Makarna, Lütfen! mail üzerinden satışta. Hamdolsun fena da gitmiyor. Paket gönderdiğim herkesten de geri dönüş istiyorum. İlk derdim beğendiler mi, ikinci derdim de fotoğraf çektiler mi... Niye? Çünküm sizinle paylaşıcam.

İlk fotolar İstanbul'dan. Hatta buradaki ilk tarifi denemişler. Çok da güzel olmuş. Bak fotoları ve yazışmayı buraya kopyalayayım :


  • Tugba :
    • abi naber? naptınız yaptınız mı makarnayı? beğendin mi?

  • Murat :
    • pazar, pazartesi makarnayla beslendik valla. eline sağlık:))  senin o ton balıklı, salatalı tariften yaptık:))






Şık di mi böyle tabak mabak yanında modernizm şarabı:))) Afiyet olsun efenim tabi:))

Herkeslerden bekliyorum foto. Bunu saymıyorum yani:)))





Not : Ya biz ailecek acayip miyiz lütfen yorum yapın şimdi bak kıllandım:)

Not 2: Daha iyi başlık bulamadım yahu.(( Bu ne : "Sizden Gelenler" böyle bi "Gönül Telimizi Titretenler" havası. Oooffff.

1 Mayıs 2012 Salı

1. Anket Sonuçları - Makarnayı Nasıl Tüketiyoruz?

Efendim blog sağlayıcımın "yahu ne anket yaparmışın, serverlar dağıldı." serzenişlerine sebep olacak kadar çok katılımcıya ulaştığımız (!) ilk anketimiz sonlandı. Cevap veren ben hariç 10 kişiye çok teşekkür ediyorum. İlk ona girdiniz :)) Mailinizi gönderin harbiden teşekkür edicem. Bu bizim için bir ilkti evet!!

"Makarnayı nasıl tüketiyoruz?" sorusunda çoğunluk "salçalı ve kıymalı" cevabı vermiş. İkinciliği ton balığı üçüncülüğü de peynir ve kaşar almış. Sade tüketen bile var, salatayla tüketen yok. Şaşırmadım değil. Proteine verdiğimiz kıymeti life, antioksidana, vitamine vermiyoruz demek ki..

Bi de "diğer" seçeneğini işaretleyen 3 arkadaş siz özellikle ulaşın bana, tariflerimizi paylaşalım, yeni bir makarna dünyasına yelken açalım. Vallahi çok merak ettim:)

Gelen ısrarlar üzerine (!) ikinci anketimiz de makarnada şekilcilik üzerine.. Hangi şekli tercih ediyorsunuz çok merak ediyorum. Bak gidip makarna makinası alıcam, sizin oylarınız önemli harbiden:)

26 Nisan 2012 Perşembe

Makarna Gerçekleri (I)

Deli kendi kendine konuşurmuş, eh ben de girişimcilik modern zaman deliliği diyerek kendim sordum kendim cevaplıyorum. Meraklı Tuğba ile Doğrucu Tuğba'nın muhabbetine buyrun efem:

- Makarna neden yapılır?
- Sevildiği için

- Ha ha ha çok komik. Neyden yapılır yani hammaddesi nedir?
- Aman iki espri de yapamıycaz. Cevap veriyorum : İrmikten yapılır efem.

- Ha bildiğimiz irmik.
- Eh kısmen. Marketteki kalın irmiktir tatlı filan yapılır ondan. Makarna ince irmikten yapılır ama makarnalık irmik markette satılmaz.

- Niye?
- Makarnacı adam kendi makarnalık buğdayını alır, irmik üretir, hem kalın irmiği satar hem irmikten makarna yapar satar.

- Hımmm, un ne kadar kullanılır makarnada peki?
- Ne unu?

- Buğday unu..
- Un mun kullanılmaz. Makarnacıya un dersen kızar.

- Nedenmiş?
- Çünkü un ekmeklik buğdaydan elde edilir. Makarnada un kullanılmaz, hamur olur makarna pişince.

- Un yok yani.
- Makarnada yok. Ama mantı ve erişte üretiminde kullanılıyor sanırım.

- E irmik de buğdaydan elde edilmiyo mu?
- Evet ama durum buğdayından.

- Ya harbiden bu durum ne durumu? Nasıl bir durum?
- Yok o Latince ismin kullanımı, bir durum yok bu "durum"da. Makarnalık sert buğdayın Latince adı Triticum durum. Anlaşılabilir bir kelime, kullanıma girmiş..

- Hımmm ne farkı var ki?
- Makarnaya daha uygun. Şimdi yüksek protein yapısı..

- Ayhh inme o kadar derine. Başka bi gün anlatırsın..
- İyi tamam. Bi çay koy bari:))

21 Nisan 2012 Cumartesi

Elmalı-Armutlu Hafif Tatlı (Bulamadım egzantirik bir isim)

Ben öyle tatlı filan yapan biri değilim. Karbonhidrat severim ama illa şekerli olmasına gerek yok. Önümüzdeki günlerde burada uçuk makarnalı tarifler olacak (tatlılar matlılar) ama ben şimdiden sade, meyva temelli sağlıklı, çoğunluğun "bu ne len?" demeyeceği bir tatlı tarifi vereyim. Bi nevi alıştırma turları:))

Gerekli malzemeler: (Normal 4, tatlı sever 2 kişi için:))
- 1 elma
- 1 armut
- 3 yemek kaşığı esmer şeker
- 1 yemek kaşığı tereyağı
- 3 yemek kaşığı yulaf ezmesi
- 1 bardak süt
- bir avuç kırık ceviz

Tereyağını yanmaz bir tavada eritin, üzerine meyveleri ekleyin karıştırın. Kısa bir süre sonra yulaf ezmesi, şekeri ve sütü ekleyip karıştırın tavanın kapağını kapatın. Kısa sürede meyveler yumuşayacak, şeker eriyecek. Burada tek beklenen şey yulaf ezmesinin sütü çekip pişmesi. En başta culdur culdur gelse de bir süre sonra koyulaşacak güvenin bana. Yulaf ezmesi sütü çekip sertliği gidince pişmiş demektir. Ocaktan almadan önce tarçını eklerseniz, servis sırasında daha yoğun bir tarçın kokusu elde edersiniz. Kaloriyi arttırmamak için süsleme niyetine ceviz koydum ben çünkü dondurma ile servis ettim. Sıcak tatlı yanına dondurma severim:)

Toplam 10-12 dakikada pişiyor. Ani bastıran misafire, hava atmak isteyeceğiniz bir dosta (o da nasıl dostsa) ya da evdeki iki kurumuş meyveyi kullanmak için yapılabilecek hızlı bir tatlı.

Bu tarif esasında bir İngiliz şefin tarifinden devşirme. Geleneksel bir ismi de var unuttum şimdi hatırlatan olursa yazarım. Televizyonda seyretmiştim. Daha çok ve zengin malzeme ile fırında yapıyordu. Bu şekliyle açık kahve bir görüntüsü var tabi, çok televizyon işi değil. Bu yüzden taze yaban mersini atmıştı içine. Güzel bir renk kontrastı oluyor. Bizde kuru yabanmersini var, kızılcık vb var, görsellik açısından şekillendirebilirsiniz.

Biz fotoğraf çekmeyi akıl edene kadar bitirdik. Demek ki neymiş bloga yemek koyacaksan fotoğraf makineni yakında tutacaksın. Bi dahaki yapışımda çeker koyarım foto artık:)

Afiyet olsun:))

Sonradan gelen not: Bir dost isim önerisinde bulundu ElmArt:)) Nasıl güzel değil mi...

20 Nisan 2012 Cuma

Yeşil Salatalı Ton Balıklı Makarna Tarifi

İlk tarifi en çok yaptığımdan seçtim. Çok çok sade ve basittir, beslenme açısından da çok dengelidir. Bu ne yahu buna tarif mi diyosun diyenlere hem basit hem güzel hem de bu kadar sağlıklı kaç tarif biliyorsun diye sorarım:))

Efendim bu tarifin adı Yeşil Salatalı, Ton Balıklı Makarna. Ben buldum, çok yaratıcı di mi:)) Esasında Makarnalı ve Ton Balıklı Yeşil Salata da denilebilir çünkü burada en fazla bileşen salata. Bu vereceğim miktarlarla 4-5 kişi rahat rahat doyar.

Çoktan aza salata malzemeleri:
- Marul : Bir tane ister kıvırcık, ister atom. Salatanın temelini bu oluşturuyor. Yıkayıp süzüp elle doğranacak.
- Yeşil Soğan : Bir demet ya da daha azı. Yıkanıp süzülüp doğranacak.
- Roka : Bir demet. Acıysa daha az da koyabilirsiniz.
- Salatalık : 2 tane. Kabuğu soyulmuş.
- Biber: İster acı ister çarliston 2-3 tane.
- Kornişon turşu : 5-6 adet minik minik doğranacak. Bunu hem kıtırlık olsun diye hem de tuz yerine koyabilirsiniz. Bu varsa tuz koymayın.

En büyük metal IKEA kasesi
Salata bu kadar. Bu miktarlarla biz bi IKEA kasesini dolduruyoruz. (bkz. resim).Özellikle domates yok sulanıyor, tadı uyumlu değil bence yeşil salataya. Havuç çok kaba kalıyor, turp acıtabiliyor. Biberler kırmızı biber de olabilir ya da köz hali. Tuz oranına dikkat tabi. Mısır konulabilir, tadı güzelleştirir ama boş kaloridir ben uzun süredir eve mısır bile almıyorum.

Sivri bir tadı olmayan baz olarak güzel bir salata.

Bir taraftan az bi yağ ve tuzla makarna haşlanıp süzülecek ama sudan geçirilmeyecek. 350 gramlık herhangi bir Makarna, Lütfen! çeşidi bu salataya uygundur. Miktar olarak daha fazlasını salata kaldırmıyor.

Adam başı ister 80 gramlık ister daha fazla ton balığı. Light olanlar biliyorum çok tatsız tutsuz bu yüzden yağını çok çok iyi süzdürmek lazım. Hazır yağ konusu açılmışken bu salatanın güzel bir tarafı da budur. Baz salatayı hazırlarsın, makarnayı haşlarsın ondan sonra isteyen istediğini koyar. (Esasında bu makarnanın da bir güzelliği) Ben şahsen mayonez seven birisi olarak genellikle light ton balığı ile hazırlıyorum, yağ koymuyorum. Kırmızı biber ve hardal ekliyorum. Sevdicek ise zinhar mayonez yemez zeytinyağı koyar, bol limon döker. Sirke de güzel gidiyor. Ama dikkat limon da sirke de mayonezi keser.

Salatadan ve makarnadan bol lif, balıktan bol protein. Makarna miktarı adam başı 75 gramı geçmez, pişmanlık yaratacak bir durum yok. Pazar günü dostlarla beraber hazırlanacak film izlerken de yenilecek güzel bir yemek..

Afiyet olsun....

19 Nisan 2012 Perşembe

Makarnanın Tarihi

Türk eğitiminden geçmiş çoğu gibi makarna ile ilgili yazılara ben de ansiklopedik bilgiler ile başlıyorum:)


- Wikipedia makarnanın tarihini milattan önce 1. yüzyılda Romalı şair Horatius'un yazılarından başlatıyor. Düz hamur parçalarının kızartılmasından bahsediyormuş. Şair burada bildiğimiz anam babam hamurdan da bahsediyor bence ama tabi Wikipedia nerden bilecek hamur kızartmasını:) Bi çeviri hatası da olabilir nitekim başka yerlerde bu hamurun fırınlandığını okudum..


- Kimi tarihçiler 5. yüzyılda Arapların uzun yolculuklar için kuru makarna yaptıklarını ve bunun da ilk yazılı makarna bahsi olduğunu söylüyor. Makarna demeyip şehriye diyenler de var. İsmi o ya da bu mantığıma yatıyor bu açıkçası çünkü günümüzden o zamana dönüp sadece belgelerle bakabiliyoruz. İyi kalitede buğdayın yetiştiği her coğrafyada insanoğlunun makarna, ekmek, erişte, bulgur, kuskus gibi çeşit çeşit besinler yaptığına inanıyorum, belgesi olsun olmasın. 


- Libya Arapları 7. yüzyılın sonlarına doğru Sicilya'yı alınca, makarna buralara ulaşmış oluyor. Palermo'da baya baya üretim yapılıyor. Hatta Sicilyalılar "macaroni" sözcüğünü bile üretiyorlar. "Kuvvetle hamur yapmak" anlamında...     


- Ortadoğu'da, Arabistan'da ve Kuzey Afrika'da da hazırlanan ve tüketilen makarna ve benzeri ürünler var. Hatta 9. yüzyılda bir Arap bilgini irmikten yapılan ve pişirilmeden önce kurutulan makarnadan bahsediyor. 


- İtalyan kaynaklarında bire bir makarna kelamına 13-14. yüzyıla kadar rastlanmıyor. Benzer ürünlerden bahis var tabi bu zamana kadar. 


- Marco Polo'nun makarnayı Çin'den getirdiğini İtalyanlar şehir efsanesi olarak görüyorlar. Marco Polo oralara gittiğinde zaten biliyordu makarnayı diyorlar.


- Uzun süre sağ salim depolanabildiği için 14. ve 15. yüzyıllarda makarna alıp başını gidiyor. Hatta Yeni Dünyaya açılan gemiler tarafından tercih ediliyor. Bir yüzyıl içinde makarna tüm dünyaya yayılmış oluyor.


- Bu zaman kadar makarna elle yeniyor, sos mos yok yani. İspanyollar 16. yüzyılda domatesi Yeni Dünya'dan getirirken ezilmiş domateslerden napıcaz napıcaz derlerken makarna sosunu buluyorlar:) Ama tabi soslu olunca çatal kullanmak gerekiyor artık makarna yemek için...


- Zaman içerisinde makarnacılar da makarnalar da çeşitleniyor, büyük üretimler başlıyor. Bir çok isim var. 1800'lerde kurulan Buitoni bi yerden tanıdık geldi. Türkiye'de yok ama Amerikan Top Chef'ine sponsor olduklarını hatırladım. Bi baktım sayfalarına meğer çoktan satılmış dünyanın en büyük gıda şirketine.


- Bu tarihlerden sonrası malum. İtalyanlar Amerika'ya göçerken makarnayı da götürüyorlar. Oralarda iyice seviliyor, İtalyan mutfağı denilince akla ilk makarna gelmeye başlıyor. 


Arap'ın hakkı Arap'a, İtalya'nın ki İtalyan'a.. Detaylı okuma için kaynaklar da aşağıda:)) 


http://en.wikipedia.org/wiki/Pasta#History_of_Pasta_Manufacturing
http://www.buitoni.com/Our-Story/
http://www.lifeinitaly.com/food/pasta-history.asp
http://www.food-info.net/tr/products/pasta/history.htm
http://www.inmamaskitchen.com/FOOD_IS_ART/pasta/historypasta.html

17 Nisan 2012 Salı

Merhaba

Makarna, Lütfen!'e bir blog açmak şart oldu. Ne yazayım diye düşünmeye gerek yok bizim hikayemiz nasıl başladı onu anlatıcam.

Mart 2010'da minik bebeğim Peri aramıza katıldığında ben zorunlu olarak çalışmıyordum. Hamilelik de lohusalık da büyük sorunlar çıkmadan geçse de evde olmak, çok dertli olmayan bir bebeğin rutin bakımını üstlenmek bana az gelmeye başladı. Kendimi yemek yapmaya verdim. Kilo vermem lazım, sağlıklı beslenmem lazım diyip diyip sebzeli yemekler yaptım, kocam yemedi. Kendisi sebze ırkçısıdır. Belirli sebzeleri belirli şekilde yer. "Kabak ancak mücver olabilir, ıspanak yoğurtla yenir böreği olmaz, kereviz yersem ölürüm"le başlayan bir sebze manifestosu bile var (şimdi yazınca farkettim her sebzeye bir kulp bulmuş sağolsun:)

Geri adım atmadım kamuflaja başladım. Karnıbahara başamel sos yaptım, "bozuk patates almışın" dedi ilk ısırıkta, ikincisinde "bunda ne var" dedi, üçüncü ısırığı almadı. Sebzeli tuzlu kek yaptım burun kıvırdı "sebzeli kek mi olur" diye.

Bütün bu denemelerimde bir tek makarna sosunda başarılı oldum. Bol soğan, kabak ve şimdi burada yazarsam kavga çıkaracak bir kaç sebzeyi de kıymanın ve zeytinyağının güzelim tadları altına sıkıştırıp makarnayla servis ettim. Bir güzel yedi. Hatta sosun pek güzel olmuş dedi. Sevindim, sesimi çıkarmadım ama içimde yine de bir burukluk vardı; nitekim istediğim sebze miktarını yediremiyordum.

Bir gün yemek programlarından birinde taze makarna yapımını gördüm. Hoşuma gitti denedim, güzel oldu. Nasıl geliştiririm derken kereviz koymak aklıma geldi. Pişirdim, masaya koydum. İlk çatalı ağzına götürmesini heyecanla bekledim. İkinci üçüncü çataldan sonra da şikayet gelmeyince hele bi de ikinci tabağı isteyince çok sevindim. "Ne var içinde?" dedi. "Kereviz" dedim. "Aaa, güzel olmuş, kereviz tadı gelmiyor" dedi dünyalar benim oldu.

Sonra?

Sonrası çorap söküğü gibi gelmedi belki ama onu da anlatırım:)))